Erzincan’ın Kemah ilçesinde binlerce yıllık geçmişe sahip Kemah Kaynak Tuzu, yer altı tuzlu su kaynaklarının doğal buharlaştırma yöntemiyle işlenmesiyle sofralara ulaşıyor. Dünyada ilk ve tek olarak kurulan tuz seralarıyla üretim yapılan madende, yılda ortalama 1.500 ton tuz elde ediliyor. Coğrafi işaretli bu doğal tuz, hem mineral açısından zengin yapısıyla yemeklere lezzet katıyor hem de astım hastalarına sunduğu sağlık faydalarıyla öne çıkıyor. Üretim alanındaki modern yatırımlar sayesinde kapasite artırılırken, işletme bölgeye istihdam sağlamaya devam ediyor.
Erzincan’ın Kemah ilçesi, binlerce yıllık geçmişiyle ünlü doğal kaynak tuzu ile dikkat çekiyor. Dünyada ilk ve tek olarak seralarda yerin altından gelen doğal lezzeti sofralara taşıyan Kemah Kaynak Tuzu, katkı maddesi içermeyen, mineral açısından zengin yapısıyla hem lezzet hem de sağlık açısından güvenli bir alternatif sunuyor.
Kemah Kaynak Tuzu’nun yolculuğu, Munzur Dağları’ndan beslenen yer altı sularının kaya tuzu yataklarından geçmesiyle başlıyor. Tuzlu su, yaz aylarında doğal buharlaştırma yöntemiyle güneş ve rüzgar enerjisi kullanılarak kristalize ediliyor. Bu süreçte hiçbir kimyasal işlem uygulanmıyor; ortaya tamamen doğal, saf mineral yapısına sahip tuz çıkıyor.
Kemah Tuzlası’nın tarihi de oldukça eskiye dayanıyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde işletilen tuzla, Evliya Çelebi’nin meşhur “Seyahatname” eserinde de yer almış. Bu tarihî süreç, Kemah Tuzunun hem kültürel hem de ekonomik değerini artırıyor. Bugün, yöre halkı tarafından sürdürülen üretim faaliyetleri, hem geleneksel yöntemlerin korunmasını hem de bölgenin ekonomisine katkı sağlıyor.
Uzmanlar, Kemah Kaynak Tuzu’nun mineral açısından zengin yapısının, yemeklere doğal bir lezzet kattığını ve katkı maddesi içermemesi nedeniyle sağlık açısından güvenli olduğunu vurguluyor. Coğrafi işaretli bir ürün olarak Erzincan mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri haline gelen bu tuz, doğal yöntemlerle üretildiği için sofralarda fark yaratıyor.
Kemah’ın Kömür köyünde bulunan ve binlerce yıldır insanlığın hizmetinde olan doğal tuz kaynaklarının bulunduğu tuz madeni 60 dekarlık alanda faaliyet gösteriyor. İşletme sahibi Metin Tanrıkulu yılda ortalama 1500 ton tuz üretimi gerçekleştirdiklerini ve üretilen tuzun ülkenin dört bir köşesine sevk ettiklerini kaydederek, “yeni yatırımlar yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte yıllık üretim kapasitemiz 3.000 tona çıkacak. Tarihi ve kültürel değerin yanı sıra Erzincan gastronomi kültüründe büyük bir yere ve öneme sahip Kemah tuzunu, ülkedeki tüm sofralara göndermeyi hedefliyoruz. Artık halkımızdan gelen talepler doğrultusunda ambalajlama çeşitlerimizi artırdık. Klasik 5 kilogram bez torbaların yanı sıra yarım kiloluk ve değirmen şeklinde de üretim gerçekleştiriyoruz” dedi.

60 dekarlık bir alanda faaliyet gösteren tuz madeni, üretimde de yeni teknikler kullanıyor. Maden sahasında kurulan 20 dekarlık tuz seraları dikkat çekiyor. Üretilen tuzun kalitesinin en üst seviyede olması maksadıyla Metin Tanrıkulu dünyanın ilk ve tek tuz seralarını kurmuş.
Tuz madeninde incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Kemah’ta bulunan tuz madeninin Erzincan coğrafyasının mükemmelliğini gözler önüne serdiğini, Doğa Harikası Erzincan mottosunun ne kadar haklı bir deyim olduğunu ispatladığını söyledi. Erzincan’da bulunan her coğrafi figürün insanlığa bir başka güzellik sunduğunu ifade eden İl Müdürü Alper Koçaker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kemah tuzu Erzincan’ın asırlardan bu yana tarihine, gastronomisine, kültürüne damga vurmuş bir ürün. Coğrafi işarete sahip bu ürünün Erzincan’ın her hanesinde adeta hatırı vardır. Sayısız medeniyete ve kültüre hizmet eden bu madende, bugün dünyanın ilk ve tek tuz seralarının kurulmuş olması büyük önem arzediyor. Gördüğünüz gibi Metin Bey burayı her geçen gün geliştiriyor ve üretimi artırıyor. Yaklaşık 50 kişinin çalıştığı bu maden bölgedeki insanlar için de istihdam sağlıyor” diye konuştu.

Dağın altında yer alan bir mağaradan gelen doğal tuz kaynağı suyun oluşturduğu atmosferin astım hastalarına iyi geldiğine dikkat çeken işletme sahibi Metin Tanrıkulu, “astım hastaları sık sık madenimize gelerek şifa arıyor. Onları kaynağın bulunduğu mağarada belirli bir süre misafir ediyoruz. Astım hastaları tuzlu havanın kendilerine iyi geldiğini ve vücutlarının rahatladığını kaydediyorlar” diye konuştu.
İşletme sahibi Metin Tanrıkulu ilginç bir gerçeği de paylaşıyor. Dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran pandemi sürecinde tuz madeninde çalışan yaklaşık 50 kişilik ekipten hiç kimsenin coronaya yakalanmadığını ve herhangi bir rahatsızlık yaşamadığına dikkat çeken Tanrıkulu, bunun tesadüf olamayacağını söyledi. Pandemi sürecini dikkatle takip ettiğini kaydeden Metin Tanrıkulu, hiçbir çalışanın coronaya yakalanmamasının kendilerini etkilediğini ifade etti.
