Erzincan’da yaşayan 79 yaşındaki saat ustası Sebahattin Tanoğlu, hayatının 58 yılını 20 metrekarelik küçük bir dükkânda saatlerle iç içe geçirerek geçirdi. Yarım asrı aşkın süredir Merkez Çarşısı’nda aynı adreste mesleğini sürdüren Tanoğlu, teknolojinin ve zamana karşı direnen bir zanaatkâr olarak dikkat çekiyor.
Saat tamirciliğine 1960’lı yıllarda çırak olarak başlayan Sebahattin Tanoğlu, askerlik görevini tamamladıktan sonra 1970 yılında kendi işyerini açarak meslek hayatına ustalıkla devam etti. O günden bu yana her sabah Merkez Çarşısı’ndaki küçük dükkânının kapısını açan Tanoğlu, yılların verdiği tecrübeyle hem saatleri tamir ediyor hem de mesleğine olan sadakatini sürdürüyor.
“İlk Günkü Heyecanla Çalışıyorum”
Sebahattin Tanoğlu, saatçilik mesleğinin geçmişten günümüze geçirdiği dönüşümü yakından gözlemleyen bir isim. Tanoğlu, geçmişte saat tamirciliğinin oldukça yoğun ve saygın bir meslek olduğunu vurgulayarak, “Eskiden işler çok yoğundu çünkü herkes kurmalı saat kullanıyordu. Saat bozulduğu zaman mutlaka tamire gelirdi. Şimdi pilli ve dijital saatler kullanılıyor, çoğu da tamir edilmiyor, bozulunca atılıyor,” ifadelerini kullandı.
Saat ustası Tanoğlu, tüm değişimlere rağmen işini hâlâ ilk günkü heyecanla yaptığını belirterek, “Bu mesleği sevmeseydim bu kadar yıl dayanamazdım. Sabah erkenden gelip dükkânımı açmak, eski saatlerin tıkırtısını dinlemek benim için ayrı bir huzur. Saatler sessiz dostlar gibidir,” dedi.
“Çırak Bulamıyoruz, Meslek Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya”
Yarım asırdır mesleğini sürdüren Tanoğlu, meslekte bir çırak bulamanın zor olduğunu ifade etti. Yeni neslin zanaat öğrenmeye ilgisiz kaldığını dile getiren usta, “Eskiden babalar çocuklarını çırak olarak yanımıza getirirdi. Şimdi kimse eline tornavida almak istemiyor. Saat tamirciliği sabır ister, dikkat ister. Ama bu sabrı gösterecek genç kalmadı. Bu gidişle mesleğimiz tarihe karışacak,” diyerek mesleğinin geleceği konusunda endişelerini paylaştı.
Zamanın Ustası Olarak Anılıyor
Merkez Çarşısı esnafı ve müşterileri tarafından “zamanın ustası” olarak anılan Sebahattin Tanoğlu, sadece saatleri değil, adeta geçmişin izlerini de tamir ediyor. Onun dükkânı sadece bir tamirhane değil, aynı zamanda nostaljiyle yoğrulmuş bir kültür mekânı olarak da kabul ediliyor. Eski tip saatlerin tıkırtısı, raflardaki yıllanmış aletler ve duvarda asılı duran eski saat modelleri, zamanın ruhunu yaşatıyor.
Sebahattin Tanoğlu, her geçen yıl azalan müşteri sayısına ve teknolojik değişime rağmen işini sürdürmekte kararlı. “Son nefesime kadar işimin başında olacağım,” diyen Tanoğlu, saatlerin içindeki zamanı değil, geçmişin değerlerini de yaşatmaya devam ediyor.