Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Halk Ozanı Âşık Davut Sularî, Erzincan’da Anıldı

Erzincan’da Kureyşan Ocağı ve Âşık Davut Sularî Sempozyumu düzenlendi.  Erzincan

Erzincan’da Kureyşan Ocağı ve Âşık Davut Sularî Sempozyumu düzenlendi.  Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde düzenlenen Kureyşan Ocağı ve Âşık Davut Sularî Sempozyumu, kültürel mirasın korunması ve halk ozanının anısını yaşatma amacıyla gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumun açılış programına Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Kültür ve Turizm Bakanlığı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin, kamu kurum müdürleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.

Sempozyumda, Kureyşan Ocağı ve Âşık Davut Sularî’nin kültürel ve tarihî mirası ile ilgili sunumlar ve paneller gerçekleştirildi. Katılımcılar, bölgedeki kültürel değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda fikir alışverişinde bulundu.

Program kapsamında, katılımcılara sempozyumun amaçları ve yerel kültürel mirasın önemi hakkında bilgiler verildi. Program Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent burada yaptığı açıklamada, “Dün Cumhuriyet Bayramı’nı hep birlikte coşkuyla kutladık. Bu münasebetle bize Cumhuriyeti armağan eden, bu toprakları armağan eden Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları olmak üzere ebediyete intikal eden Tüm şehitlerimizi, Gazze şehitlerine Rahmet ve minnette anarak sözlerime başlamak istiyorum. Değerli konuklar Anadolu’nun bağrından kopup gelen sazıyla sözüyle halkın sesi olmuş Büyük Ozan Büyük Aşık Davut Sulari yalnızca bir halk ozanı değil, bir halk şairi değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcısı, bir gönül eri, bir halk bilgesiydi. Onun türkülerinde acı vardı, hayat vardı, aşk vardı ama en önemlisi birlik ve beraberliğe verdiği önem vardı. Sazının teline dokunduğunda yüreklere dokunur, sözleriyle dertlere tercüman olurdu. Halkın içinden çıkmış, halkla birlikte yaşamış ve halk için söylemiş bir ozandı. Onun anısını yaşatmak, mirasını yeni kuşaklara aktarmak ve onu layıkıyla yad etmek için birlikteyiz. Çünkü biliyoruz ki bir ozan, bir aşık, halk ozanı unutulursa onunla birlikte bir halkın hafızası da eksilecektir. Bizler Davut Sulari’nin sesini, nefesini, sazını ve şiarını yaşatmaya kararlıyız. Bu anlamlı günde onun eserlerden örnekler dinleyeceğiz. Hayatına dair anılar paylaşılacak ve onunla yeniden gönül bağı kuracağız.” Dedi.

Erzincan Belediye Başkan Aksun açıklamasında, “Burada kürsüye çıkan herkesin sesinin kısık olduğunu farkettim. Çünkü manevi ikliminde bulunduğumuz yüce insan Davut Sulari’nin sesinden daha yüksek bir ses çıkartma şansımız yok. Bizlerde minnet ve şükranlarımızı sunarak hepinizin saygıyla selamlıyorum.” dedi.  

Daha sonra konuşan Alevi Bektaşi geleneğinin sadece bir inanç değil insanı merkez alan bir irfan ve medeniyet mirası olduğunu ifade eden Alevi- Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin, “Bu mirasın Anadolu’da kök salmış en kadim ocaklarından biri olan Kureyşan Ocağı tarih boyunca tıpkı diğer ocaklarımız gibi ‘el el, el hakka’ düsturuyla birlik, sevgi, adalet ve hakikat yolunu temsil etmiştir. Aşık Davut Sulari ise Kurayşan silsilesinin irfanı bir sesi olarak nefeslerinde halkın diliyle hakikati söylemiş, söyledikleri sazının telleri ile kurduğu gönül bağının tınısı olmuştur. Bugün burada bir araya geldiğimiz bilgi ve tecrübenin muhabbetle, inançla, özveriyle birleştiği Kureyşan Ocağı ve Aşık Davut Sulari Sempozyumu yalnızca bir anma etkinliği değil, aynı zamanda alevi ocak sisteminin ilimle, kültürle ve sanatla yoğrulması bakımından büyük öneme sahip bir buluşmadır. Hiç şüphesiz kültürel etkinlikler toplumumuzun tüm kesimleri arasındaki kardeşlik bağını geliştirmektedir. Bu buluşma bizler için geçmişin mirasçıları olarak hem yüzyıllardır gönülleri birleştiren Kureyşan Ocağı’nın yolunda hem de ‘sazım konuşur, dilim susar’ diyen Davut Sulari’nin nefesine layık neticeler elde edeceğiz. Bu birlikteliğimizin ortaya konacak fikirler ile somut sonuçlar vermesini ve Anadolu’nun ruhunu yeniden anlamamıza, geçmişle gelecek arasında köprü kurmamıza vesile olacağına inancım tamdır.” dedi.

CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül açıklamasında, “Programda emeği geçenlere öncelikle ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Burada çok önemli bir toplantı yapıyoruz, çok önemli bir toplantıyı birlikte değerlendiriyoruz. Burada büyük üstad Davut Sulari’nin huzurunda diyoruz ki camilerimizde bizim, cemevlerimizde bizim. Biz burada diyoruz ki Ramazan Ayı da bizim, Muharrem Ayı da bizim. Biz diyoruz ki el ele el hakka olsun, düşmanınızın bile insan olduğunu unutmayın, size ağır gelen sözü başkasına söylemeyin. Biz burada diyoruz ki Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali. Bu programda bulunmaktan dolayı çok heyecanlıyım. Bir toplumu toplum yapan, bir milleti millet yapan kendi geleneklerine uymasıdır. Biz burada hep beraber diyebilmeliyiz ki Osmanlı da bizim Cumhuriyet de bizim, Alparslanlarda bizim Mustafa Kemal Atatürklerde bizim. Biz bütün gençlerimize örflerimizi, törelerimizi ve geleneklerimizi en güzel şekilde öğretmeliyiz ve ötekimiz asla olmamalıdır. Bir ülkeyi yıkmak isteyen hasetler, fesatlar, münafıklar ve şer güçler önce o ülkenin tarihi ve kültürel değerlerini yok ederler. Geldi Can Erzincan’dan şöyle bir ses verelim ve diyelim ki ötekimiz yok.” dedi.

Son olarak konuşma yapan Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu ise yaptığı açıklamada, “Bazı insanlar vardır, sesleri çağları aşar. Onlar; bir devrin şahidi, bir diyarın sözcüsü, bir gönül ikliminin tercümanı olurlar. Ömürleri bir türküye sığar, türkülerinde bir ömür yaşar. İşte biz bugün, böyle bir hakikat yolcusunu, Erzincan’ın Çayırlı’sından bütün Anadolu’ya sesini ulaştıran Âşık Davut Sulari’yi anmak için buradayız. Bu topraklar, Alevi’siyle, Sünni’siyle asırlardır aynı sofrada lokma bölüşmüş, aynı semada dua etmiş, aynı türküyü söylemiştir. Davut Sulari’nin ömrü işte bu beraberliğin en canlı delilidir. Onun sazında barış; onun sözünde vuslat; onun nefesinde kardeşlik vardır. Davut Sulari, sazını omzuna, duasını diline, muhabbetini gönlüne alıp diyardan diyara yürüyen bir hakikat yolcusuydu. Onun türkülerinde ayrılık değil, kavuşmak; kin değil, muhabbet; dert değil, derman vardı. “Kirpiğin kaşına değdiği zaman…” derken bir aşkı dillendirir, “Ey müminler, gerçek erler merhaba…” derken birliği, dirliği, kardeşliği çağırırdı. Sulari, yalnızca bir Alevi dedesi değil; aynı zamanda Sünni’siyle, Alevi’siyle bu toprağın kardeşlik mayasıydı. Onun türküsünde ayrılık yoktu, onun sazında nifak yoktu, onun nefesinde tefrika yoktu. Erzincan nasıl ki asırlardır Alevi-Sünni beraberliğinin yurdu olmuşsa Sulari de o beraberliğin sazlı, sözlü, gönüllü tercümanı olmuştu. Davut Sulari’nin ömrü bir bayram türküsü gibiydi. İçinde sevinç vardı, hüzün vardı, hasret vardı, vuslat vardı. Ama en çok da umut vardı. O, “yar yar eylemem men” derken bile umudu haykırdı. O, “Sarı çiçek sarartıyor dağları” derken bile güzelliği işaret etti. O, “Biz ezelden ikrar verdik inandık” derken bile kardeşliği mühürledi. Onun için biz bugün burada yalnızca bir ozanı anmıyoruz. Biz bugün burada, onunla birlikte yeniden kardeşliği, yeniden sevgiyi, yeniden umudu anıyoruz. Alevilik geleneğinde ocak kavramı, inancın ve kültürün ana direklerinden biridir. O ocaklardan biri olan Kureyşan Ocağı, Anadolu’nun tarihî derinliğinde kök salmış, yüzlerce yıldır insanımıza yol göstermiş, gönüllere ışık tutmuştur. Bu ocağın nefesleri, birlik ve kardeşliğin sesi olmuştur. Erzincan’ın Çayırlı’sından bütün Anadolu’ya sazıyla sözüyle ses veren Âşık Davut Sulari de Kureyşan Ocağı’nın irfan ikliminde yetişmiş, türkülerinde sevgiye, muhabbet ve kardeşliğe çağrı yapmıştır. Onun sözlerinde Alevi’nin de Sünni’nin de gönlünü okşayan bir sıcaklık, bu milletin ayrılmaz parçası olmanın vasfı vardır. Unutmayalım ki ocaklarımızın irfanı da devletimizin kudreti de milletimizin kardeşliği de hep aynı hakikati söyler: Biriz, beraberiz, aynı göğün altında kardeşiz. Bugün bu çatı altında, kardeşliğimizin en güzel örneklerinden birine daha şahit oluyoruz. Bu anlamlı sempozyumda bir araya gelmemize vesile olan, emeğiyle, gayretiyle katkı sunan herkese gönülden teşekkür ediyorum. Başta Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanımıza, değerli akademisyenlerimize, kıymetli katılımcılarımıza, bu organizasyonun her aşamasında alın teri döken kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Burada yükselen her sözün, söylenen her nefesin, yazılan her satırın; birliğimizin, beraberliğimizin ve kardeşliğimizin teminatı olması dileğiyle sizleri muhabbetle selamlıyorum.” Dedi.

Program Âşık Davut Sulari’nin türkülerinin seslendirilmesiyle devam etti.