Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nin (EBYÜ) 2025-2026 Akademik Yılı törenle açıldı.
Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törene, Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, üniversite yönetimi, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim elemanlarının hazırladığı müzik dinletisi ile sürdü. Müzik dinletisi izleyicilerden büyük beğeni topladı.

Müzik dinletisinin ardından, üniversitenin 20 yıllık eğitim yolculuğunu, bilimsel faaliyetlerini, araştırma projelerini, ulusal ve uluslararası başarılarını konu alan tanıtım filmi izlendi.
Törenin açılış konuşmasını yapan EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent; “2025-2026 öğretim yılı açılış programına hoş geldiniz. Değerli konuklar Üniversitemizin Birçoğumuzun bildiği gibi 2 misyonu var. Bunlardan Belki de en önemlisi Üniversitemize ismini veren Türk Devletler Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı ve son başbakanımız Binali Yıldırım Beyefendi’nin Aksakallılar Konseyi Başkanı olması münasebetiyle Türk dünyası, Her yıl artan sayıda Etkinlikle yolumuzu devam ediyoruz ve birçok Fakültemiz birçok birimimizle Türk dünyası ile ilgili çok değerli çalışmalar yapmakta. Bunlardan en sonuncusu Türk dünyasında Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesi toplantısına katılımın son derece fazla olduğunu gördük.
Bu toplantıyı düzenleyen, emek harcayan tüm akademisyenlerimize ben buradan teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Buna destek veren Sayın Valimiz Hamza Aydoğdu Beyefendi’ye, Sayın Belediye Başkanımız Bekir Aksun Beyefendi’ye verdikleri desteklerden dolayı bir teşekkürü borç biliyorum.
Burada önemli bir şey de oldu. Topkapı Sarayı’dan belki de ilk defa çıkan ilk defa ilimize Erzincan’a gelen mukaddes emanetler sergisine ilimizden ve il dışından yüz bine yakın ziyaretçi geldi.
Bizi son derece memnun etti bu. Çünkü ülkemizin insanlarının mukaddes emanetleri vermiş olduğu değeri gösterdi. Bizi son derece memnun etti bu. Diğer misyonumuz ise Deprem Teknolojileri. Deprem Teknolojileri Enstitüsüne 2022’de Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın kararnamesiyle ve Türkiye’de depremle alakalı 2 enstitüden bir tanesi oldu. Birisi Kandilli diğeri ise Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Teknolojileri Enstitüsü. Bu bizim için çok önemli ve çok önemli işlere imza atmaya başladı. Enstitümüz dokuz öğretim üyesiyle ilimizin farklı yerlerine tam on dört yere sismik araştırma istasyonları kurarak olası bir depremde inşallah olmaz ama olası bir depremde sarsıntının şiddetle dağılımını yayınlayacak hale geldi. Önümüzdeki dönemde de erken uyarı sistemi geliştirerek Sayın Valimizin katkılarıyla erken uyarı sistemi geliştirilecek. İnşallah erken uyarı sistemi sayesinde doğalgaz, su, Asansörlerin yürüyen merdivenler durdurulması ve elektriğin kesilmesiyle Can kaybını en aza indirmeyi amaçlıyoruz. Erken uyarı sistemi Türkiye’de ilk İnşallah ilimizde olacak. Ben Deprem Teknoloji Enstitüsü’nde bu yararlı çalışmaları yapan hocalarımıza teşekkür etmek istiyorum. Üniversitemizin Bir de kısaca akademik başarılarından söz etmek istiyorum.
Çünkü akademik takvim açılışında bunlardan bahsetmeden akademisyenlerimizin yapmış olduğu çalışmalardan bahsetmeden Geçmek olmaz diye düşündüm. Geçtiğimiz yıl Web of Science verilerine göre Üniversitemiz en çok yan yapan 60 üniversite arasına girme başarısını gösterdi. En iyi %1’lik dilimdeki Q1 yayınları dikkate alındığında Türkiye dördüncüsü, En iyi Q1 dergilerde yer alan %10’luk dilimde yer alan Yayınlar dikkate alındığında Türkiye yedincisi, Q1 yayınlarının tümündeyse Türkiye 25. olma başarısını gösterdi. Yine Times Higher Education’ın yaptığı genç üniversiteler sıralamasında da Türkiye’de yirmi sekizinci, dünyada da altı yüz yedinci sırada olma başarısını gösterdi.
Ben buradan tüm akademisyenlere tüm akademisyenlerimize teşekkürü bir borç veriyorum. Sağ olun var olun. Yine öğrencilerimizin de bir çok önemli başarısı var. Son Teknofest yarışmasında on üç takımımız finale kaldı. Bunlardan biri Robotik yarışmasında Türkiye ikincisi, Diğer bir öğrenci takımımızda Türkiye dördüncüsü olma başarısını gösterdi, Ben öğrencilerimizin de bu başarısından dolayı Kendilerine teşekkür ve borç biliyorum. Sevgili öğrenciler Bu eğitim, öğretim döneminde Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu ve başarılı bir yıl diliyorum.” Dedi.
Rektör Levent’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, “Erzincan’ın üniversite olarak güzel bir yerde olduğunu ve gayet gayretli olduğunu öğrenmiş oldum. Bu eğitim, öğretim döneminde Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu ve başarılı bir yıl diliyorum.” Dedi.

Programda son konuşmayı yapan Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu ise; “Dünya büyük bir hızla dönüyor. Sadece fiziksel değil; zihinsel, dijital ve kültürel olarak da…
Ve bu dönüşümün merkezinde sizler varsınız. Bugün burada sizlerle, çağın nabzını tutmakla insan kalabilmenin dengesi üzerine konuşmak istiyorum. 2024 yılı itibariyle dünya nüfusunun %66’sı şehirlerde yaşıyor. Bu oran 1950’de sadece %30’du. Yapay zekâ destekli işler, 2025’e kadar dünya genelinde 97 milyon yeni iş imkânı doğuracak (WEF, Future of Jobs Report). Gençlerin %61’i artık dijital ortamlarda çalışmak istiyor; %74’ü klasik iş modellerinin kendilerine hitap etmediğini düşünüyor (Deloitte, Gençlik Raporu). Ortalama bir genç, günde 3.000’den fazla dijital uyarana maruz kalıyor. (Stanford Digital Society Report, 2024) Ancak dikkat süresi, 2000 yılında 12 saniyeyken bugün yalnızca 7,8 saniyeye düştü (Microsoft Research). Bu rakamlar gösteriyor ki; artık sadece bilgiye sahip olmak değil, bilgiyi dönüştürebilmek, yorumlayabilmek ve anlam inşa edebilmek önemlidir.
Çağ bilgiyi çoğaltıyor ama hikmetli insanı arıyor. 2. Nasıl Bir Birey Bu Çağı Taşır? Kendi zamanının ruhunu okuyabilen, Değişimi takip eden değil, yön veren, Duygusal zekâsı ve empati gücü yüksek, Dijital dünyanın vatandaşı ama insanlığın bekçisi olan bireyler. Çünkü geleceğin en büyük krizi bilgi yoksunluğu değil, insan yoksunluğu olacak. OECD’nin 2025 raporuna göre, “geleceğin en kritik yetkinliği empati, merhamet ve vicdan temelli liderliktir.” Gençlik ve Değerler: Yitirdiğimiz Ne, Kazanabileceğimiz Ne? Gençlerin %48’i sosyal medya yüzünden yalnızlaştığını hissediyor (Pew Research, 2023). %37’si sosyal medyada geçirdiği zamanın sonunda “değersiz” hissettiğini belirtiyor. Her gün ortalama 7 saat dijital ekranlara bakıyoruz; bu, yılda yaklaşık 106 tam güne denk geliyor. Harvard Üniversitesi’nin “İnsan Bağları” araştırması (2024), uzun vadede mutluluğu belirleyen en güçlü faktörün iyi ilişkiler ve duygusal bağlar olduğunu gösteriyor — para, statü ve başarı değil. O hâlde sormamız gereken soru şu: Kendi değerlerimiz bizim elimizde mi, yoksa algoritmaların mı? Sosyal Medya ve Yüzeyselleşme Sosyal medya bir araçtı, ama zamanla hayatın amacı hâline geldi. Kalabalıklar içinde yalnızlaştık, bağlantılar arttı ama bağlar koptu. 10 yıl önce gençlerin ortalama dikkat süresi 12 saniyeydi, şimdi sadece 8 saniye (Microsoft Research). Sürekli bildirimler, zihnimizi parçalayarak derin düşünme yeteneğimizi zayıflatıyor. “Swipe” kültürü, sabrı ve merhameti törpülüyor. Her “beğeni”, kısa süreli dopamin salgılıyor; uzun vadede huzuru değil, bağımlılığı artırıyor. Burada sizlere düşen görev: Düşünmeye, okumaya, derinleşmeye vakit ayırmak. Çünkü insan yüzeyde değil, derinlikte inşa olur. Tarih Boyunca Gençliğe Bakış: “Delikanlılık” mı, “Bilgelik Hazinesi” mi? Platon, “Devlet” adlı eserinde gençleri anarşi kaynağı olarak görürken, Mevlana “Gençlik çağı, insanın altın çağıdır” der. Toplumlar, gençliğe nasıl baktıysa geleceği de öyle şekillendi. Bugün biz gençliği dijital çağın kurbanı değil, kurucusu olarak görmek zorundayız. Çünkü sizler sadece teknolojinin değil, vicdanın da mühendisleri olacaksınız. Yetişkinler Olarak Gençlerle İletişimimiz Nasıl Olmalı? Gençlerin %72’si, yetişkinlerle kurduğu iletişimin “öğüt verme” şeklinde değil, “eşlik etme” şeklinde olmasını istiyor. “Senin yaşındayken ben…” cümlesi yerine, “Seninle birlikte ben de öğreniyorum.” cümlesi köprü kurar. Gençlerle kurulan iletişimde nezaket, merhamet ve güven en güçlü üç anahtardır. Bir gencin kalbine dokunmadan zihnine ulaşamazsınız. İnsan, önce anlaşılmak ister, sonra yönlendirilmek. Modern İletişim Becerileri: “Kelimeler Değil, Kalpten Gelen Ses Dünya Ekonomik Forumu’na göre 2025’in en önemli becerilerinden biri “duygusal zekâ” ve “hikâye anlatıcılığı.” Karşılıklı konuşmalarda gençlerin %60’ı mimik ve ses tonunu, sadece %40’ı içeriği önemsiyor. İnsan sesi, dijital ortamda bile kalp ritmini etkileyebiliyor (MIT Human Interaction Lab, 2024). Unutmayın: Sesinize değil, yüreğinizin samimiyetine ihtiyaç var bu çağda. İnsan Kalmanın Biyolojisi ve Ahlâkı Nöroloji araştırmaları (Cambridge, 2024) gösteriyor ki, “merhamet” ve “yardımlaşma” anlarında insan beyninde aynı bölge — nucleus accumbens — tıpkı mutluluk anlarında olduğu gibi dopamin salgılıyor. Yani iyilik, sadece ruhsal değil; biyolojik bir ihtiyaçtır. Bilim diyor ki: “Empatiyi yitiren toplumlar, duygusal felç geçirir.” Bu yüzden insan kalmak, bir seçim değil; bir varoluş mücadelesidir. Sevgili gençler, Çağ sizinle şekillenecek. Sadece tüketen değil, üreten olun.

Yargılayan değil, anlayan olun. Görüneni değil, gerçeği arayan olun. Hepimiz biliyoruz ki değişim kaçınılmaz; ama yozlaşmak kader değildir. Zamanla yarışmayın, zamanı anlamlandırın. Sosyal medyada görünür olmaya değil, hayatta iz bırakmaya odaklanın. Ve şunu asla unutmayın: “Çağı yakalamak mümkündür. Ama asıl mesele çağın içinde insan kalabilmektir.” “Yeni akademik yıl, sizlerin kaleminde anlam bulacak. Sınıflar bilgiyle, koridorlar umutla dolacak. Ama unutmayın: Başarı bir zirve değil, bir yolculuktur. Ve o yolculuğun tek yakıtı: İnsanca kalabilme cesaretidir.” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından, Akdeniz İçin Birlik nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Özel Temsilcisi ve Büyükelçi Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın özgeçmişi salondakilere sunuldu.
Programın sonunda Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Türkiye ve Dünyada Demografik Dönüşüme Genel Bir Bakış” konulu akademik yılın ilk dersini verdi. Hotar, küresel ölçekte yaşanan demografik değişimlerin toplumsal ve ekonomik etkilerini ele alarak katılımcılara kapsamlı bir değerlendirme sundu.
