Bu Hafta Cuma hutbesinde, Muharrem ayı ve Âşûrâ gününün manevi önemi vurgulanırken; Kerbela’dan alınması gereken dersler, birlik ve kardeşlik çağrısıyla birleştirildi. İnanca ve kutsallara yönelik saldırılara karşı uyanık olunması gerektiği belirtilen hutbede, artan orman yangınlarına karşı da toplumsal duyarlılık çağrısı yapıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığınca 4 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan “Geçmişe İbretle, Geleceğe Ferasetle Bakalım” konulu Cuma hutbesi, Türkiye genelindeki tüm camilerde olduğu gibi Erzincan genelinde de cami ve mescitlerde okundu.
Cuma hutbesinde, Muharrem ayı ve Âşûrâ gününün manevi değeri vurgulanarak Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri rahmetle anıldı. Hutbede, Peygamberimizin sünnetine sarılmanın, birlik ve kardeşlik ruhunu korumanın önemi hatırlatılırken; inanca, değerlere ve kutsallara yönelik saldırılara karşı duyarlılık çağrısı yapıldı. Ayrıca Gazze başta olmak üzere Müslüman coğrafyalardaki zulme dikkat çekilerek, ilim ve teknoloji başta olmak üzere her alanda güçlü olunması gerektiği ifade edildi. Artan orman yangınlarına da değinilen hutbede, vatandaşlara dikkatli olunması yönünde uyarılar yapıldı.
Hutbenin tamamı şu şekilde okundu; “Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “hürmete layık”[1] olarak zikrettiği Muharrem ayının içerisindeyiz. Yarın ise 10 Muharrem Âşûrâ günü. Peygamberimiz (s.a.s), “Ramazan’dan sonra tutulan en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.”[2] buyurmuş, Âşûrâ gününü bir gün öncesi ya da bir gün sonrasıyla iki gün oruçlu geçirmeyi bizlere tavsiye etmiştir.[3]
Hicri yılın başlangıcı olan Muharrem ayıyla bizler; Rabbimizin emir ve yasaklarına hakkıyla riayet etmeyi, Allah Resûlü (s.a.s)’in güzel ahlakını kuşanmayı bir kez daha hatırlarız. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), tüm insanlığa gönderilen bir rahmet elçisidir. Bizler hürmet, sevgi ve nezaket gibi erdemleri şiar edinmeyi; kin, düşmanlık ve haset gibi kötü duygu ve düşüncelerden arınmayı o Kutlu Nebi’den öğrendik. İnsana saygı duymayı, kutsala saldırmamayı, toplumda fitne ve fesat çıkarmamayı; yetimlerin ve mazlumların yüzünü güldürmeyi, kadınlara ve çocuklara hak ettikleri değeri vermeyi bize o gösterdi.
Bugün bize düşen; Peygamberimiz (s.a.s)’in Sünnet-i seniyyesine sımsıkı sarılmak, onu herkesten ve her şeyden daha çok sevmektir. Ona hürmet ve saygı göstermenin; Rabbimizin emri ve imanımızın bir gereği olduğunu bilmektir.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın.”[4] ayetine gönülden bağlı kalmaktır. Birlik ve beraberliğimize zarar verecek her türlü söz, tutum ve davranıştan uzak durmaktır. İnancımıza, değerlerimize, kutsallarımıza saldıran dâhili ve hârici şer odaklarına karşı uyanık olmaktır.
Âşûrâ günü bizlere, Allah Resûlü (s.a.s)’in “Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım.”[5] dediği sevgili torunu Hz. Hüseyin Efendimiz ve yetmişi aşkın Müslümanın Kerbela’da şehit edildiği üzücü hadiseyi de hatırlatır. Ne yazık ki bugün Müslümanlar; bu olaydan gerekli dersleri çıkarmadıkları, din kardeşliği ve ümmet bilinciyle hareket etmedikleri için İslam ve insanlık düşmanı zalimler, başta Gazze olmak üzere birçok yerde zulümlerini sürdürmektedir.
Böyle bir ortamda bize düşen; geçmişe ibretle, geleceğe ferasetle bakmaktır. İslam’ın hayat veren ilkelerine sımsıkı sarılmaktır. Kur’an’a ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e yapılan çirkin saldırılara karşı yekvücut olmaktır. “Birbirinizle ilgi ve alakayı kesmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, haset etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun.”[6] hadisini esas alarak kardeşliğimizi daha da pekiştirmektir.
“Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiği kadar hazırlık yapın, kuvvet hazırlayın…”[7] emrine uyarak başta ilim, bilim ve teknoloji olmak üzere maddi ve manevi her alanda güçlü olmaktır.
Bu vesileyle serdâr-ı şüheda Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere hak ve hakikat yolunda, mukaddes değerler uğrunda canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve hürmetle yâd ediyorum.
Bir süredir orman yangınlarıyla topyekûn mücadele ediyoruz. Maalesef, ciğerlerimiz yanıyor. Ormanlarımız başta olmak üzere açık alanlarda yangınlara sebep olacak davranışlardan uzak duralım. Yetkililerin ikazlarına uyalım. Yüce Rabbim, ülkemizi ve milletimizi bütün afet ve felaketlerden muhafaza eylesin.
Hutbemi, Enfâl sûresinin 46. ayetinin mealiyle bitiriyorum: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz, gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Allah sabredenlerle beraberdir.”[8]
______________
[1] Müslim, Sıyâm, 203.
[2] Müslim, Sıyâm, 202.
[3] İbn Hanbel, I, 240.
[4] Âl-i İmrân, 3/103.
[5] Tirmizî, Birr, 11.
[6] Tirmizî, Birr ve Sıla, 24.
[7] Enfâl, 8/60.
[8] Enfâl, 8/46.
Kaynak:DİB