Türkiye genelinde her yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında kutlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası, iş kazalarının önlenmesi ve çalışanların bilinçlendirilmesi adına önemli mesajlar veriyor. Uzmanlar, güvenli iş ortamının sadece yasal bir zorunluluk değil, yaşamsal bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor
Türkiye’de 1987 yılından bu yana her yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında kutlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası, iş yerlerinde güvenli çalışma ortamları oluşturulması ve çalışanların bilinçlendirilmesi amacıyla büyük önem taşıyor. Bu özel hafta kapsamında ülke genelinde birçok kurum ve kuruluş, çeşitli etkinlikler ve eğitim programları düzenleyerek toplumda farkındalık oluşturmayı hedefliyor.
İş Sağlığı ve Güvenliği Sadece Yasal Değil, Hayati Bir Gereklilik
Hafta kapsamında değerlendirmelerde bulunan İş Güvenliği Uzmanı Abdulkadir Karahan, iş sağlığı ve güvenliğinin günümüzde ölümcül kazaların hâlâ yaşandığı çalışma ortamlarında hem çalışan hem de işveren açısından çok daha büyük bir önem kazandığını belirtti. Karahan, “İş sağlığı ve güvenliği; iş yerlerinde insanların sağlığını ve güvenliğini tehdit eden riskleri önlemek amacıyla yapılan sistemli ve planlı çalışmalardır. Bu hizmet, ancak alanında uzman kurumlar tarafından yürütülmelidir,” ifadelerini kullandı.
Tüm İşyerleri 6331 Sayılı Kanun Kapsamında Sorumlu
İş yerlerinin, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında, faaliyet alanlarının tehlike sınıflarına göre gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu vurgulayan Karahan, özellikle çalışanlara verilen eğitimlerin hayati önem taşıdığını dile getirdi. “Tehlikeli iş yerlerinde yılda en az bir kez, orta tehlike sınıfındaki yerlerde iki yılda bir, az tehlikeli iş yerlerinde ise üç yılda bir eğitim verilmesi zorunludur. Bu eğitimler sadece bir yasal yükümlülük değil, aynı zamanda çalışanların hayatını doğrudan etkileyen temel bir gerekliliktir,” dedi.
KOBİ’lerde Risk Daha Yüksek: İş Kazalarının %80’i Küçük İşletmelerde Yaşanıyor
Türkiye’deki iş yerlerinin büyük çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerde (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler) iş kazası oranlarının dikkat çekici boyutta olduğunu belirten Karahan, “İstatistiklere göre iş kazalarının yaklaşık %80’i KOBİ’lerde meydana geliyor. Bu durum, küçük işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği alanında daha fazla desteğe ve rehberliğe ihtiyaç duyduğunu gösteriyor,” dedi.
OSGB’lerin Rolü: İşyeri Hekimi ve Uzman Zorunluluğu
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin etkin yürütülmesinde Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (OSGB) firmalarının rolüne dikkat çeken Karahan, bu firmaların bünyelerinde mutlaka bir işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurması gerektiğini ifade etti. “Bu uzmanların çalışacakları sektöre hâkim olmaları, alınacak önlemlerin etkinliğini artırır ve iş kazalarının önüne geçilmesinde avantaj sağlar,” dedi.
Uluslararası Standartlarla Uyumlu Çalışmalar Hayati Öneme Sahip
Karahan, OSGB firmalarının uluslararası normlara tam uyum içerisinde çalışmasının gerekliliğine de dikkat çekti. “İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının sadece ulusal mevzuata değil, aynı zamanda uluslararası standartlara ve güncel uygulamalara da uygun olması gerekir. Böylece iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili karşılaşılabilecek acı tablolar en aza indirilebilir,” dedi.
Bilgilendirme ve Eğitim Şart: Güvenli Gelecek Bilinçle Başlar
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kapsamında hem kamu hem özel sektörde yapılan etkinliklerin sadece bir haftaya sığdırılmaması gerektiğini belirten Karahan, yıl boyunca sürdürülecek bilinçlendirme faaliyetlerinin önemine değindi. “Güvenli bir iş ortamı, sadece kurallarla değil, bu kuralların içselleştirilmesiyle mümkündür. Her çalışanın ve işverenin bu sorumluluğu taşıması, sürdürülebilir ve güvenli bir çalışma hayatı için zorunludur,” diyerek sözlerini tamamladı.