Erzincan’da yüzlerce vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını ve Sumud Filosuna müdahalesini protesto etti. Yürüyüşte, zulme karşı direniş ve Filistin halkına destek mesajları verildi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına ve İsrail’in Sumud Filosuna yönelik müdahalesine tepki göstermek amacıyla düzenlenen “Ayağa Kalk Gazze Özgür Olacak” etkinliği kapsamında protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Etkinlik, vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun katılımıyla gerçekleşti.
Camii Kebir önünde bir araya gelen yüzlerce vatandaş ile çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, ellerinde Filistin bayrakları, dövizler ve pankartlarla Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. “Gazze’ye Özgürlük”, “Filistin Halkı Yalnız Değildir” gibi sloganların yer aldığı dövizlerle güçlü bir mesaj verildi.
Yürüyüşün ardından Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kalabalığa hitap eden Diyanet-Sen Erzincan Şube Başkanı Zakir Yıldız yaptığı açıklamada şunları ifade etti, “ Anadolu’nun kadim vicdanı adına, insanlık onurunun ve adaletin sesi olarak buradayız. Bugün burada, onuruyla, azmiyle ve kararlılığıyla zalimin karşısında, mazlumun yanında saf tutan vicdan sahipleri olarak haykırıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki; Emperyalizm son iki asırdır, dünyayı onlarca bölgesel savaşla, iki büyük dünya savaşıyla ve yüz milyonlarca can kaybıyla kasıp kavurdu. Bu küresel yıkımın öncüleri olan ABD ve İngiltere, Müslüman coğrafyalarda da işgalci politikaların perde arkasındaki en büyük aktörleridir. Bugün İsrail denen mutlak şer odağı bir çete varsa, varlığını ABD ve İngiltere’nin şeytani aklına borçludur.
İsrail, kurulduğu günden bu güne kontrollü terör politikalarıyla sınırlarını genişletmiş; “Arz-ı Mev’ûd” sapkınlığı uğruna yüzbinlerce Filistinlinin ölümüne, milyonlarcasının evinden olmasına sebep olmuştur. İki yılı aşkın süredir Gazze’de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 70 bini aşkın kişi terörist İsrail tarafından vahşice katledildi. On binlerce Filistinli ise hâlâ enkaz altında. Gazze’de yaklaşık 20 yıldır süren hukuksuz abluka, artık tahammül edilemez bir noktaya ulaştı. Bebekler, kadınlar ve yaşlılar dahil olmak üzere 2 milyona yakın sivil, açlık ve hastalıkla mücadele etmektedir. Bugün bir insani müdahale olsa dahi, yüzbinlerce insanın ağır hastalıklarla ve sakatlıklarla karşı karşıya kalacağı açıktır. İsrail, kuduz bir köpek gibi saldırganlığını Gazze, Batı Şeria ve tüm Filistin’den sonra Lübnan, Suriye, İran, Yemen ve Katar’a da taşıdı. Siyonist rejimin bu azgın tutumu bölge halkları için açık bir tehdit olmaya devam ediyor.
Türkiye ve Kıbrıs’a sıçrayacağı açık olan bu cüretkâr tehdidin tüm dünyayı kaosa sürükleyeceği ortadadır. Siyonizm, medya üzerindeki küresel hakimiyeti sayesinde, Filistin’de uyguladığı sistematik terörü bir asır boyunca perdelemeyi başarmıştır.
Ancak 7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı harekâtı, dünyaya sunulmaya çalışılan medeni İsrail kurgusunu yerle bir etmiş ve İsrail gerçekliği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Gazze’de yaşananlar, uluslararası sistemin iflas ettiğini bir kez daha göstermiştir.
Filistin ve Müslümanlar söz konusu olduğunda propaganda ve reklamını yaptıkları yıldır sözde insani değerleri bile unutan Batı medeniyetinin, bu ikiyüzlü ve barbar tutumuyla insanlığa verebilecekleri hiçbir şeylerinin olmadığını bir kez daha görülmeli ve anlaşılmalıdır . Güvenlik Konseyi’nde veto yetkisine sahip beş ayrıcalıklı devletin varlığı, adaletin önünde en büyük engel haline gelmiştir. ABD, 7 Ekim’den hemen sonra İsrail’e destek olmak için nükleer başlıklı savaş gemilerini körfeze yığmış, Gazze’de ateşkes talep eden BM kararlarını altı kez veto ederek katliamın en büyük suç ortağı olduğunu defalarca ispatlamıştır.
Aynı ABD, İsrail’e son iki yılda 30 milyar dolarlık silah yardımı yapmış; on binlerce Gazzeli’nin katledilmesine ortak olmuştur. Bu tablo karşısında, insanlık ayağa kalkmış, soykırım ve ablukanın sona ermesi için küresel vicdan harekete geçmiştir. Umudun yanına kararlılığı ekleyen binlerce aktivist, SUMUD Filosu’na katılmak için gönüllü olmuş; katılabilen aktivistlerin sevinç gözyaşları hepimize umut olmuştur. 46 ülkeden farklı dil, din ve milliyetten gönüllülerin katılımıyla oluşan sivil filo, İsrail tarafından korsanca ele geçirilerek aktivistler esir alınmıştır. Siyonist rejim yine şaşırtmamış insani yardım taşıyan gemilere saldırarak siciline yeni bir vahşet daha eklemiştir.
Sumud Filosu hedefine ulaşmış, Gazze’yi yeniden gündeme taşımış, abluka kırıcı yeni girişimlere ilham kaynağı olmuştur. Canlarını hiçe sayarak bu onurlu sefere çıkan her milletten aktivistleri siyonist zindanlarından sağ salim kurtarıp ülkemize ulaştıran devletimizle gurur duyuyoruz. Ancak terör rejimine gerçekleştirdiği son hukuksuzluğun bedeli de ödetilmelidir. Dünya halklarının Sumud Filosuyla başlattığı küresel intifada, İsrail ve hamisi ABD’yi panikletmiştir. Siyonizmin ürettiği Holokost endüstrisi ile sağladığı ayrıcalıkları kaybetmeye başlayan İsrail’in maskesi düşmüştür.
Her geçen gün yalnızlaşan İsrail’e can suyu olacak, işgalin ve soykırımın devamını sağlayacak hiçbir adım asla dayatılmamalıdır. Filistinlilerin ve onların legal ve fiili temsilcilerinin kabul etmeyeceği hiç bir planı asla kabul etmeyiz. Filistin devletini yok sayan, Filistinlilerin kabul etmeyeceği bir planın hükmü yoktur.
Gazze ve Hamas etle tırnak gibi olmuş ve bedeli yüzbinlerce şehit olsa da direnmeyi seçmiştir. Uluslararası sisteme güvenerek silah bırakan Müslümanların binlerce can verdiği unutulmamalıdır. İslâm dünyası, zalimlerden merhamet dilenmeyi bırakmalı, Filistin’i yalnızlığa mahkûm etmekten bir an önce vazgeçmelidir. Adil bir dünya düzeni için Müslüman ülkelerin öncülüğünde, iflas eden uluslararası sistemin alternatifleri oluşturulmalıdır. Siyonizm sadece Gazze’yi değil, akademiden sanata, dijital sektörden savunma sanayine kadar tüm dünyayı sarıp sarmalayan zehirli bir ahtapot olduğu unutulmamalıdır.
Hepimiz biliyoruz ki kültür, sanat ve spor, barış içindeki bir dünyada anlamlıdır. Bu nedenle tüm dünyada oluşan Siyonist karşıtlığı ve Gazze hassasiyetinin sahneden, kürsüden ve tribünden yükselen “soykırıma isyan” çağrısı sahiplenilmelidir. İsrail tüm uluslararası kültür, sanat ve spor etkinliklerinde men edilmelidir.
Değerli Filistin Dostları! Tüm dünyada Gazze Soykırımı konusunda bir farkındalık oluşmasına ve İsrail’e tüm vicdan sahipleri tarafından tepki gösterilmesine rağmen Gazze’de soykırım durdurulamamış ve büyük bir insani kriz artarak devam etmektedir. Bu sebeple Gazze’ye insani yardım ulaştırılması ve bu koridorun açılması için Meclis’imizi acil inisiyatif almaya ve somut adımlar atmaya davet ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İsrail’in devlet değil terör örgütü olduğu gerçeğinden hareketle, Siyonist çeteyi devlet olarak tanıma kararını iptal etmeli ve İsrail ile olan ilişkilerimiz, İsrail’in bir terör ve işgal rejimi olduğu gerçekliği üzerine bina edilmelidir. Çifte vatandaş statüsünde, soykırımcı terör çetesiyle iltisaklı herkes, milli güvenliği tehdit eden bir unsur olarak tanımlanmalı ve yargılanmalıdır.
Adalet Bakanlığı, soykırım suçunu işleyen Siyonist yöneticilerin yargılanmalarına yönelik hukuki sürecin önünü açmalıdır. Belediyeler dâhil tüm kamu kurumlarında Siyonizm’e destek veren ürünlere karşı boykot uygulanmalıdır. Dijital sektörler başta olmak üzere, gıda, tıp, teknoloji ve savunma sektörlerinden başlanarak, her alanda Siyonist terör tehdidine karşı atılan yerli ve millî adımlar hızlandırılmalıdır.
Değerli Filistin Dostları Yaşanan soykırım karşısında her birimizin önemli bireysel sorumlulukların başında, İsrail’e destek olan firmaları boykot gelmektedir.
Boykot, sadece bir ekonomik eylem değil; yaşanan zulme karşı koymanın bir yoludur. Unutmayalım ki boykotlu ürünü almak katille iş birliği yapmaktır.
Hepimiz yürekten inanıyoruz ki Bağımsız Filistin ve esenlik yurdu özgür Kudüs’ü göreceğimiz günler yakındır. Ayaklarındaki Kudüs gücüyle adımlarını atan vicdan sahibi Erzincanlılar olarak bu inançla bugün bu meydanı doldurduk.
İnanıyoruz ki asırlarca her dinden insanın inancını özgürce yaşadığı barış ve esenlik yurdu Kudüs tekrar o eski ihtişamlı günlerine kavuşacaktır. İnanıyoruz ki soykırımcı İsrail hesap verecek her karışı şehit kanıyla sulanan Filistin özgürlüğüne kavuşacaktır. İnanıyoruz ki dünyayı sarmalayan Siyonist çetenin hegemonyasının son bulacağı gün dünya yeniden yaşanabilir olacaktır. Duyarlılığınız ve katılımınız için teşekkür ediyoruz. Kahraman Filistin halkına Erzincan’dan selam gönderiyoruz. Yaşasın, Nehirden denize Özgür Filistin.” Dedi.